Özellikle Cezayir ve Libya’da bir süredir halkın çoğunluğunu etkisi altına almış bir şeyhdi Ahmed Senusi. Kardeşiyle beraber Fransızların Cezayir kuşatması zamanındaki söylem ve örgütlemeleriyle ciddi bir kitleyi arkasına almıştı. Arkasındaki bu güç, İttihat ve Terraki tarafından da farkedilerek Enver Paşa vasıtasıyla İstanbul’a çağrılmış, sarayda kendisine yer verilmişti. Amaç İngiliz emperyalizmine karşı arkasındaki güçle mücadele etmesiydi, bunun karşılığında maddi yardımlar fazlasıyla yapılacaktı.
1918’de İstanbul’a geldiğinde yaptığı ilk iş yeni padişah Vahdettin’e cülus töreninde kılıç kuşandırmak olmuştu. Ancak kısa süre sonra Enver Paşa ile Vahdettin arasındaki anlaşmazlık onun şehir değiştirerek Bursa’ya yerleşmesine neden oldu. Enver Paşa halen kendisine yardımı kesmemişti. Bu arada başlamış olan Kurtuluş Savaşı’nda Ahmed Senusi elinden gelen tüm yardımı bu savaş için yapmaya karar verdi. Çünkü o, bu savaşı İslam ve şerri düzen için verilen ulvi bir savaş olarak görmüştü. Zaten savaşı başlatanların amaçlarının en büyüğü hilafet ve saltanatın kurtarılmasıydı (TBMM’nin açılışında meclisin amaçları arasında açıkça “Hilafet ve Saltanat” ın kurtarılması vardır. Elbette savaş sonunda varılmak istenen asıl hedefe yönlenilmiştir). Bunu açıkça mücadelenin öncüleri söylüyordu. Böyle bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ile tanışması uzun sürmedi. Paşayla tüm İslam ülkelerinin halklarını İtilaf Devletlerine karşı örgütleyeceği konusunda anlaştı.
Ahmed Senusi, 1923 yılında güneydoğudaki çeşitli karışıklıkları önlemek için Diyarbakır’a gitti. Kendisini Ankara istasyonundan bando takımı, bir askeri birlik ve içlerinde Başbakan Rauf Orbay, Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp’ın da bulunduğu önemli kişiler yolcu etti. Bu yolculuk sırasında kendisine son derece sevgi ve saygı besleyen müslüman halkı Ankara Hükümeti’ne daha fazla yaklaştırmak için her türlü yolu deneyerek görüşlerini halka empoze ediyordu.
Yakın tarihlerde, kendisine sevginin en yoğun olduğu yerlerden biri olan Antep’de bir okulun bahçesinde ilginç bir olay yaşandı. Ders aralarından birinde okulun din öğretmeni tüm öğrencileri bahçeye toplamıştı. Kalabalığı gören halk da bahçeye toplanmıştı hemen. Adamın sesi ve vücudu zangır zangır titriyordu. Yüzlerce meraklı göz adama bakarken konuşma başladı;
“Biliyor musunuz sizi buraya neden topladım? Bir müjde vermek için. Şeyh Senusi hazretleri bir gece Peygamberimizi rüyasında görmüş ve koşup elini öpmek istemiş. Peygamber kendisine sol elini uzatmış, buna şaşıran ve mahzun olan Şeyh, Peygambere hitaben:
- Ya Resulullah niçin sağ elinizi vermediniz?
diye sual edince şu cevabı almış;
- Sağ elimi Ankara’da Mustafa Kemal’e uzattım...
Ey ahali Mustafa Kemal muzaffer olacak, Peygamber Efendimizin sağ eli onun elindedir. Buna iman edin!.
diye haykırdı. Kalabalıkta müthiş bir coşku ve heyecan oluşmuştu.
Ahmed Senusi, anlaşmasına sadık kalıyordu. O Kurtuluş Savaşı’nın görünmez kahramanlarından biriydi.
Mustafa Kemal, milli mücadeleyi zaferle sonuçlandırmak için toplumun tüm kesimleriyle birleşmeli ve ortak paydalar bulmalıydı. Ahmed Senusi ve tarikatı da bunlardan biriydi. Cumhuriyet biraz da böyle kuruluyordu.
Kaynak: Tarih Vakfı
17.09.2007
Kaan TEMİZEL
15 Nisan 2008 Salı
ŞEYH SENUSİ
Etiketler:
ŞEYH SENUSİ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder